Bebekle kurulan bağ, dünyasını şekillendiriyor! ‘Anne kendine iyi bakmalı’

İyi Bir Annenin Özellikleri ve Bebekle Kurulan Bağın Önemi

İlk temas, anne ile bebek arasındaki bağın temelini oluşturuyor

Anne ile bebek arasındaki bağın, doğumdan hemen sonra, hatta anne karnında başladığını hatırlatan Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Bu bağ annenin bebeğine karşı gösterdiği sıcaklık, şefkat, temas, ses tonu ve duygusal varlığıyla şekillenir. Özellikle yaşamın ilk yılında bebeğin temel güven duygusu bu ilişkiyle gelişir” dedi. İlk göz temasının, annenin bebeğini kucağına almasının, kokusunu tanıması ve bebek ağladığında gösterdiği duyarlılığın bu bağın temelini oluşturduğunu aktaran Ülkü, düzenli temasın, tahmin edilebilir ve sıcak bir bakımın da bu ilişkinin sağlıklı gelişmesini sağladığını kaydetti.

Bebek, annesinin iç dünyasını yansıtıyor!

Bebeklerin henüz kelimeleri bilmeseler de annelerinin duygularını hissedebildiklerine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, şunları söyledi: “Bebekler doğuştan gelen bir yetiyle, bakım veren kişinin ses tonundaki değişimleri, yüz ifadelerini ve dokunuşlarını algılar. Annenin sakinliği, stresli ya da huzurlu oluşu, kalp atış hızına ve solunumuna yansır. Bebek de bunu duyusal yollarla deneyimler. Ayrıca yapılan araştırmalar, annesinin stres hormonu (kortizol) seviyesi yüksek olan bebeklerin de benzer fizyolojik stres tepkileri gösterdiğini ortaya koymuştur. Yani anne ne hissediyorsa, bebek bir şekilde onun iç dünyasını bedensel ve duygusal olarak yansıtır.”

‘Annenin ruhsal durumu iyi olmalı’

Annenin ruhsal durumunun, özellikle doğum sonrası dönemde, bebek üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olduğuna vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Doğum sonrası depresyon, anksiyete bozuklukları gibi ruhsal sorunlar, annenin bebeğiyle kuracağı bağın niteliğini zayıflatabilir. Depresyondaki bir annenin yüz ifadesi daha az değişken olur, bebekle göz teması kurmakta zorlanabilir, bebeğin ihtiyaçlarına yanıt veremez hale gelebilir” dedi. Bu durumun bebeğin dünyayı algılama şeklini de etkilediğini dile getiren Ülkü, “Duygusal karşılıklılık eksikse, bebekte güvensizlik, huzursuzluk, aşırı ağlama gibi tepkiler gözlemlenebilir. Uzun vadede bu, çocuğun duygusal düzenleme becerilerinde ve sosyal ilişkilerinde sorunlara yol açabilir” şeklinde konuştu.

Mükemmel olmak gerekmiyor

“Sağlıklı bir bağ kurmak için mükemmel olmak gerekmez” diyen Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, psikolojide ‘yeterince iyi anne’ kavramı olduğunu hatırlattı. Ülkü, “Yani, annenin hatasız olması değil, bebeğin sinyallerine duyarlı, tutarlı ve sevgi dolu şekilde yanıt vermesi önemlidir. Bebeğin ağlamasına duyarlı olmak, sarılma, emzirme, kucaklama gibi fiziksel temas, göz teması kurmak, bebekle konuşmak, şarkı söylemek, mimikler kullanmak, bebeği izlemek, onun tempo ve ihtiyaçlarına göre davranmak gerekir. Bu küçük ama düzenli davranışlar, bebeğin ‘ben önemseniyorum’ duygusunu geliştirmesine ve dünyayı güvenli bir yer olarak algılamasına yardımcı olur” açıklamasını yaptı.

Annenin kendine iyi bakması, bebeğine de iyi bakmasının ön koşulu…

Her annenin hayatında zorlayıcı dönemler olabileceğine işaret eden Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Yoğun stres, ekonomik zorluklar, ilişki sorunları ya da kişisel travmalar anneliği zorlaştırabilir. Bu durumda annenin yapabileceği en kıymetli şey, kendine destek aramak ve kendini suçlamamaktır” dedi. Uçaklardaki ‘önce kendi oksijen maskenizi takın’ uyarısını hatırlatan Ülkü, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu uyarı, çocuklarımızı koruyabilmek için önce kendi nefesimize sahip çıkmamız gerektiğini hatırlatır. Bir anne, duygusal ve fiziksel olarak tükenmişse, bebeğine tam anlamıyla var olamaz. Bu yüzden annenin kendine şefkatle yaklaşması, ihtiyaçlarını fark etmesi ve destek alması sadece kendisi için değil, bebeği için de çok kıymetlidir. Duygularını bastırmadan paylaşmak, günlük kısa rahatlama pratikleri yapmak, bebeğiyle geçirdiği zamana bilinçli olarak odaklanmak, destek gruplarına katılmak, gerekirse profesyonel psikolojik destek almak önerilebilir. Unutulmamalıdır ki, annenin kendine iyi bakması, bebeğine de iyi bakabilmesinin ön koşuludur.”

Related Posts

‘Bana bir şey olmaz’ demeyin, gençler arasında da hızla yayıldı

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan, gençlerde giderek artan hipertansiyon riskine dikkat çekerek, “Bana bir şey olmaz” düşüncesinin ölümcül sonuçlar doğurabileceğini vurguladı. Hipertansiyonun erken teşhis edilmemesi halinde kalp damar hastalıklarına yol açabileceğini belirtti.

Su yerine 3 litre kola içti! Yaşadıkları korkunç, günlerdir rekor kırıyor: ‘Tarlaya dönmüş’

Her gün aralıksız tam 3 litre kola içti. Kısa süre sonra dayanılmaz böbrek ağrılarıyla hastaneye başvurdu. Yapılan tetkiklerin ardından mesanesinden çıkanlar, sosyal medyada 8,5 milyon kişi tarafından izlenerek adeta viral oldu. Gazlı içecekleri su gibi tüketen adamın yaşadıklarını paylaşan doktoru, korkunç gerçeği gözler önüne serdi.

Uzmanlardan bayram uyarısı: Etin yanında sebze tüketin

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nazlı Nur Aslan Çin, bayramda kesilen kurban etinin bir süre bekletildikten sonra yanında sebze ağırlıklı besinlerle tüketilmesini tavsiye etti. Çin, “Kestiğimiz kurban etini, 12-24 saat aralığında buzdolabında dinlendirmemiz gerekiyor. Kurban eti ile kavurma yapacaksak; doymuş yağ eklemeden, etin kendi yağı ile kısık ateşte ve az miktarda tuz ile pişirmemiz yeterli olacaktır” dedi.

Bilmeden yapıyoruz! Ağızdan nefes almak dişleri bitiriyor, küçükken büyütüyor

Diş hekimleri, iyi niyetli alışkanlıkların bile zamanla dişlerinize ve diş etlerinize zarar verebileceğini söylüyor. Çok sert fırçalamaktan dişlerinizi bir araç olarak kullanmaya kadar, bu küçük yanlış adımlar ileride daha büyük sorunlara yol açabiliyor. Diş hekimliği uzmanları farkında olmadan bile yaptığınız ve ağız sağlığınıza zarar verebilecek alışkanlıklar hakkında uyarıyor.

Binlerce çalışma değerlendirildi: İşte hafızayı keskin tutmanın en iyi yolu

Çoğumuz zihnimizi keskinleştirmek için Sudoku, Wordle gibi zihnimizi çalıştıran uygulamalara yöneliyoruz. Ancak araştırmalar giderek hafızayı, odaklanmayı ve beyin sağlığını artırmanın en iyi yollarından birinin egzersiz olduğunu gösteriyor. İşte detaylar!

Genç yaşta ‘hipertansiyon’ tanısı alanlar dikkat

İleri yaş hastalığı olarak bilinen yüksek tansiyon diğer adıyla hipertansiyon, genç yaşlarda da görülebiliyor. Uzmanlar, erken yaşlarda görülen tansiyon vakaları için önemli uyarılarda bulundu.